Ticaret Hukuku

 Ankara Ticaret Avukatı ; Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir sözleşmenin, iş ya da işlemin ticari sıfat ile yapılıp yapılmaması sözleşmeden kaynaklı alacaklarda uygulanacak faiz, davanın açılacağı görevli mahkeme ve davaya bakmaya yetkili mahkeme gibi birçok hususta belirleyicidir.

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 27.11.2019 tarih ve K. 2019/4949 sayılı kararında: “Tacir Olan Her İki Yanın Ticari İşletmeleriyle İlgili Hususlarda Doğan Hukuk Davalarının 6102 S. TTK’nın 4. Md. Uyarınca Ticari Dava Sayılacağı ve Davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde Görülmesi Gerektiği”ne hükmetmiştir. 

            Ticari işletmenin ticaret siciline tescili, ticari işletme işlemlerine ve kanuna uygun ticaret unvanı seçme, haksız rekabetin önlenmesi için gerekli çalışmaları yapma, ticari defterlerin tutulmasının mevzuata uygun yapılması profesyonellik gerektirmektedir.

Blog 3

Ankara Ticaret Avukatı

            Bununla birlikte Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan esnaf-tacir ayrımı da tüm bu işlemlerin yapılmasında önem taşımaktadır.

            Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi tacir;  gezici, dükkan veya sokakta belli bir yerde sabit bulunsun ekonomik faaliyeti sermayesinden çok bedeni çalışmasına dayanan kişi ise esnaftır.

            Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararında, “Ticaret siciline veya odaya kayıtlı olmak veya olmamanın tacir sıfatını belirmeye tek başına kanıt olmadığı gibi vergi mükellefi olup olmak da tacir ve esnaf ayrımında kesin ölçü olmadığı, bir kimsenin vergi usul kanununa göre esnaf sayılmasının o kişinin ticaret kanunu yönünden de esnaf olmasını gerektirmeyeceği”ni vurgulamıştır.

Ticaret Hukuku Davalarında Arabuluculuk Zorunlu Mudur?

            Arabulucu, uyuşmazlığı bir karar vermek suretiyle çözmeyi değil, tarafların yeniden müzakerelere girişmelerine ve bir anlaşma sağlamalarına imkân veren bir ortamı oluşturmayı hedefleyen uzman kişidir. Arabulucu, haklıyı veya haksızı bulmaya yahut belirlemeye yönelik olarak değil; tarafların her ikisinin de menfaatlerinin en uygun şekilde dengelenmesini öngören bir anlaşma zeminin bulunmasına çaba sarf ederek, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasını gerçekleştirmeye çalışır.

            Ticari davalardan, konusu; paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 04.11.2019 tarih ve K. 2019/1351 sayılı kararında “Dava, ticari satım sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıyla oluşan maddi-manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.6100 Sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. 7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesiyle getirilen “Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. Davanın esasında sadece tazminat istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekir ki, bu durumda arabuluculuk dava şartına tâbi olacağı açıktır.” şeklinde gerekçelendirerek davanın usulden reddedilmesi gerektiğine karar vermiştir.

Özel Kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hallerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz