Üyelerimizin Hakları
Bu sayımızda FİYAB’ın hukuk müşaviri Avukat Kaan Koçali’ye teybimizi uzattık. Kaan Bey, FİYAB üyelerinin sorunlarını ve sektörün durumunu değerlendirdi.
Antalya Belediyesi ve diğer bazı belediyeler, FİYAB tarafından tanınan film festivalleri düzenliyor. Bu festivallerdeki FİYAB sözleşmeleri ve uygulamalarının T.C. mevzuatında karşılığı var mı? Mesela emekçilerin hakları korunabiliyor mu?
-FİYAB tarafından tanınan film festivalleri konusunu bilmiyorum. Bildiğim kadarı ile FİYAB’ın bir akreditasyon mekanizması yok. Bu tip festivallerin bir kısmı FIAPF tarafından akredite ediliyorlar. Bu akreditasyon işlemi de sadece film, jüri seçimi gibi daha başka kavramlar üzerinden yapılıyor. Hakların korunması konusu daha ayrı ve kapsamlı bir konu.
ABD’de ve Avrupa ülkelerinde ulusal sinema politikaları ile sanatsal ve endüstriyel bir düzenleme sistemi var. Bu sisteme fikri mülkiyet hakları, çalışanların sosyal güvenlik hakları, sermaye desteği, pazarlama mecrası olarak internet ve dijital teknolojilerden azami yararlanma da dahil. Peki Türkiye’de böyle sistem var mı?
Türkiye de bunların hepsini karşılayan toplu bir sistem yok. Hepsi ayrı kurumların değişik mevzuatlarda değerlendiriliyor.
Oyuncuların telif haklarının korunması konusunda ne düşünüyorsunuz? FİYAB kendi üyelerinin haklarını koruyabiliyor mu? Korsandan korumak için ne gibi adımlar atılmakta?
Bildiğiniz gibi FİYAB, yapımcı meslek birliklerinden bir tanesi… Oyuncuların haklarını korumak üzere oyuncu meslek birlikleri mevcut. Bu nedenle ben bilgi veremem. FİYAB’ın üyelerinin genel olarak hakları, yasalarda verilen yetkiler çerçevesinde korunuyor. Ancak her üye çekmiş olduğu filmlerin haklarının korunması için ayrı ayrı yetki vermesi halinde, o filmle ilgili haklar da daha detaylı olarak korunuyor. Şayet üye filmi ile ilgili yetki belgesi vermezse FİYAB onu otomatik olarak korumaya alamıyor. Yetki belgesi verilen filmlerin tamamı için, korsanla mücadele, internet korsanlığı üzerinden mücadele, dava ve şikayet yolu ile mücadele uygulamaları sürdürülüyor.
Bazıları, özellikle oyuncular haklarını, telif haklarını aramaktan bile korkuyor; bu olay sonrasında ya bana kimse artık iş vermezse diye kendi haklarını koruyamaz oldular…
Oyuncu meslek birliklerinin açıklamalarını dinlemek gerekir.
Yurtdışında telif haklarım diye düşünüp koşturmanıza gerek yok. Yayımlanan veya eseri şirketler tarafından kullanılan filmler için televizyonlardan bedelini alırsınız. Bu sistemin Türkiye’de oluşması için ne yapmalı? Nasıl bir sistem kurmalı ve kanun çıkarmalı?
Bu konuda FİYAB’ın yürüttüğü “Telif Hakkı Kimde” projesi sonuç raporunda detaylı bilgiler mevcut. Bu raporda birçok ülkedeki sistem incelenerek bir sonuca ulaşılmış durumda. Ancak yaklaşık 100 sayfalık sonuç raporunu birkaç cümle ile açıklamak imkânsız. Aynı rapora siz de FİYAB’ın sitesinden ulaşabilirsiniz.
Yeşilçam Filmleri her kanalda durmadan yayımlanıyor ve aralarda reklamlar dönüyor. Yani televizyonlar bu filmler sayesinde para kazanıyor. Peki, her yayında bu filmlerin telif haklarını ödüyorlar mı?
5846 sayılı FSEK (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu), 1995 öncesini korumuyor. Bu konuda açılan davalarda da en son Kemal Sunal filmleri ile ilgili olarak olumlu bir karar alındı ancak hala durum ortada. Bu konuyu düzeltmek için son yasada değişiklikler yapılmasının gerektiği değerlendiriliyor. FSEK tarafından korunan filmlerin telif hakları ödenmek durumunda. Ödenmeyenlerle ilgili mahkeme yolu açık.