Navlun
Deniz taşımacılığının oldukça riskli ve yüksek maliyetli olması, bu alanda özel hukuk kurallarının oluşmasına sebebiyet vermiştir. Navlun sözleşmesi, TTK madde 1138 hükmünde, navlun sözleşmesinin türleri esas alınarak tanımlanmış bulunmaktadır. Bu tanıma göre, deniz yoluyla eşya veya yük taşımayı konu alan ve farklı tipleri bulunan sözleşmelerin genel adı olarak kullanılmaktadır. Özetle, taşıyan ile taşıtan arasında kurulan, taşıyanın denizyoluyla yük taşımayı, buna karşılık taşıtanın da bir ücret ödemeyi taahhüt ettiği sözleşmelere navlun sözleşmesi denmektedir. Belirtmek gerekir ki, denizde eşya taşıma konusunda yapılan sözleşmeye “navlun sözleşmesi” denildiği gibi, bu sözleşme nedeniyle ödenen bedel olan taşıma ücretine de “navlun” denilmektedir. “Navlun” ifadesi yerine “eşya veya yük taşıma” ifadesi de kullanılabilmektedir.
A) Navlun sözleşmesinin türleri
MADDE 1138- (1) Taşıyan, navlun karşılığında;
a) Yolculuk çarteri sözleşmesinde eşyayı, geminin tamamını veya bir kısmını ya da belli
bir yerini taşıtana tahsis ederek;
b) Kırkambar sözleşmesinde ayırt edilmiş eşyayı,
denizde taşımayı üstlenir.
(2) Bu Bölümdeki hükümler posta idaresinin denizde eşya taşımalarına uygulanmaz.
Yine bu madde kapsamında, uygulamada birçok tipte navlun sözleşmesi bulunmasına rağmen TTK’da düzenlenmiş olan iki tip navlun sözleşmesi vardır. Buna göre eğer taşıyan, geminin tamamını veya bir kısmını veya belli bir yerini taşıtana tahsis etmek suretiyle deniz yoluyla yük taşıma taahhüdünde bulunmuşsa “Çarter Sözleşmesi”, eğer geminin tamamını veya herhangi bir yerini tahsis etmeksizin, sadece deniz yoluyla parça mal olan belirli bir eşyayı taşımayı taahhüt etmişse “Kırkambar Sözleşmesi” söz konusu olur. Bir örnekle özetlemek gerekirse navlun sözleşmesi, geminin bir bölümünün taşıma için tahsis edilmesi durumunda yolculuk çarteri, belli bir eşyanın taşınması için düzenlenmişse kırkambar sözleşmesi oluşur.
Navlun Sözleşmesini Oluşturan Unsurlar
Eşya taşıma üstlenilmelidir.
Taşınabilir her maddi şey eşya niteliğinde olduğundan navlun sözleşmesi ile taşınması taahhüt edilebilir. Dolayısıyla, belirtmek gerekir ki insan/yolcu ve beraberindeki eşyanın/bagajın taşınmasına dair sözleşmeler navlun sözleşmesinin konusu olamaz. Taşınan şey bir eşya/yük olmalıdır. Bu eşyanın niteliğinin ticari olması gerekmez, taşınabilir niteliği haiz olması yeterlidir. İnsanların taşınması, yolcu taşıma sözleşmesinin konusudur. Navlun sözleşmesindeki yük, canlı insan dışındaki her türlü unsurlardır.
Taşıma deniz yoluyla yapılmalıdır.
Deniz yoluyla taşıma veya taşıma taahhüdü bulunmalıdır. Bu nedenle kara, iç su (nehir, göl) ve hava yoluyla yapılan taşımalar navlun sözleşmesinin konu olamaz. Öte yandan, taşımanın yalnızca denizde olması gerekmez. Denizde başlayan ancak iç sularda devam eden bir taşıma da navlun sözleşmesini oluşturabilir.
Taşıma, gemi ile yapılmalıdır.
Gemi niteliğine sahip olmayan bir vasıta ile yapılan taşıma navlun sözleşmesini oluşturamaz. Gemi ticari veya ticari olmayan niteliği haiz olabilir.
Taşıyanın eşyanın zilyetliğini elde etmiş olması gerekir.
Taşımanın gerçekleştirilebilmesi için eşya taşıyana teslim edilmelidir. Bir başka deyişle, taşıyanın yüke zilyet olması gerekir. Navlun sözleşmesi ile taşınacak olan yük taşıyanın zilyetliğine geçer. Taşıyan yükün, doğrudan ve feri zilyetidir. Taşıyan taşıdığı yüke özen göstermek ve ona hasar ile ziyadan korumakla yükümlüdür. Yükün taşıtanın zilyetliğinde kalması halinde navlun sözleşmesi kurulmaz.
Taşıma işi ücret (navlun) karşılığında yapılmalıdır.
Taşıma karşılığı bir navlun bedeli ödenmelidir. Ücretsiz yapılan taşımalar navlun sözleşmesi sayılmaz. Bu durumda vekalet sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır. Navlun, sözleşme ile serbestçe belirlenir. Zira sözleşme ile belirlenmemişse yükleme zamanında ve yerinde geçerli olan navlun ödenir.
Navlun Sözleşmesinin Şekli
Navlun sözleşmesi için yasa koyucu bir şekil şartı öngörmemiştir. Yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılmasında bir engel bulunmamaktadır. Ancak uygulamada, taşınan yükün büyüklüğü ve önemi göz önünde bulundurularak navlun sözleşmeleri yazılı olarak yapılmaktadır.
Navlun Sözleşmesinin İfası
Öncelikle, sözleşmede kararlaştırılan gemi taşıma işini gerçekleştirmek üzere yolculuğa hazırlanmalıdır. Ardından gemi, zamanında yükleme limanında hazır bulundurulması, eşyanın/yükün yüklenmesi, yolcuğun gerçekleştirilmesi, varış limanında eşyanın boşaltılması ve gönderilene teslimi ile süreç tamamlanır.
Sözleşmede kararlaştırılan gemi kullanılmalıdır. Tüm navlun sözleşmelerinde taşıyan, taşıtanın izni olmaksızın eşyayı farklı bir gemiye yükleyemez, aksi takdirde bundan doğacak zarardan sorumlu olur. Ancak taşıyan, eşyanın belirlenen gemiye yüklenmiş olması halinde dahi, zararın meydana gelmesinin kesin olduğunu ve zararın taşıtana ait olduğunu ispatladığı takdirde sorumluluktan kurtulur.
Taşıyan, taşıma işinin ifasında kullanılacak gemiyi yolculuk için hazırlamak zorundadır. Geminin yolculuğa hazırlanması dendiğinde anlaşılması gereken, geminin denize, yola, yüke elverişli halde bulundurulması ve geminin yükleme yerine yanaştırılmasıdır. Bu gerekliliklere örnek olarak, “geminin donanımının mevsime, zamana ve denizin durumuna elverişliliği; gemi adamlarının sayısı, yeterliliği ve yolculuğu tamamlayacak kadar yakıt ve yiyecek bulundurulması; taşınacak yükün niteliğine uygun tesisatın bulundurulması” verilebilir.
Gemi, zamanında yükleme limanında hazır bulundurulmalıdır. Ancak taşıyan geminin yükleme limanına ulaşma zamanı kesin olarak bilinemeyeceğinden, gecikme ihtimali de göz önünde bulundurularak ileri bir tarih belirlenir. “Yükleme en erken 10.10.2020 ve en geç 15.10.2020 tarihinde yüklemeye başlayacaktır, en geç 15.10.2020 tarihinde hazır olmazsa taşıtan sözleşmeyi feshedebilir” şeklinde bir düzenleme ile fesih şartı kararlaştırılabilir. Bu “cancelling clause” sayesinde, taşıtan “cancelling date” geldiğinde ihtar ve süre verme gerekmeksizin navlun sözleşmesini feshedebilir. Öte yandan, geminin yükleme limanında hazır olması için bir gün belirlenmemişse, taşıtanın gecikme nedeniyle sözleşmeyi feshedebilmesi için taşıyana uygun bir süre vermesi gerekir.
Taşıtan ve yükleten, yükü usulüne uygun şekilde yükleme görevi gereği eşya hakkında taşıyana tam ve doğru beyanda bulunmakla yükümlüdür. Ancak bunlardan birinin beyanlarının doğru olmamasından doğan zarardan, kusurları olmasa bile taşıyana karşı sorumludur. Öte yandan, zarar gören diğer kişilere karşı ise ancak kusurları varsa sorumlu olurlar.
Stj. Av. Nil Sena DENLİ