Vasiyetname ve Vasiyetnamenin Okunması
Türk Medeni Kanunu’nda yer alan düzenlemeler sayesinde kişilere, ölümleri sonrasında malvarlıkları üzerindeki tasarruflara ilişkin iradelerini beyan etme imkanı tanınmıştır. Söz konusu irade beyanları “ölüme bağlı tasarruflar” olarak adlandırılmakta olup, hukuk sistemimizde “miras sözleşmesi” ve “vasiyetname” olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 514. maddesinde şu şekilde açıklanmıştır;
“Mirasbırakan, tasarruf özgürlüğünün sınırları içinde, malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle tasarrufta bulunabilir. Mirasbırakanın üzerinde tasarruf etmediği kısım yasal mirasçılarına kalır.” Söz konusu hükümden de anlaşılacağı üzere mirasbırakanın bu hakkı kanun tarafından tasarruf özgürlüğünün sınırları ile sınırlandırılmıştır. Bu ifade ile kastedilen sınır saklı pay hakkı sahibi mirasçıların saklı payları veusul kurallarıdır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere vasiyetname, kişinin ölümünden sonra mirasının ne şekilde paylaştırılacağı, malvarlığı üzerinde ne şekilde tasarruf edileceği yönünde henüz hayattayken yazılı veya sözlü beyanlarını içeren ölüme bağlı bir tasarruftur. Çok sıkı şekil şartlarına bağlı olan vasiyetnameler, kanunun 531. maddesinde sınırlı sayıda sayılmış olup bunlar resmi, sözlü, el yazılı olarak üç şekilde karşımıza çıkmaktadır. Anılan bu türlerin her birinin düzenlenmesinde farklı detaylar hakim olsa da aşağıda belirtilen hususlar her vasiyetnamenin düzenlenmesinde bulunması mecburi hususlardır. Vasiyetname düzenlemek isteyen bir kişi;
-15 yaşını tamamlamış olmalı,
-Ayırt etme gücünü haiz olmalı,
-Düzenlenen söz konusu vasiyetname şarta bağlanmış ise bu şart hukuka veya ahlaka aykırı olmamalıdır. Vasiyetnamede yer alan koşul ve yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması durumunda, söz konusu koşul ve yüklemeler kendilerine bağlanan tasarruf ile birlikte geçersiz olur. Vasiyetnamede yer alan koşul ve yüklemelerin anlamsız veya yalnız başkalarını rahatsız edici nitelikte olmaları halinde de bu koşul ve yüklemeler yok sayılır, tasarrufun geçersizliği ise ileri sürülemez.
RESMİ VASİYETNAME
Bununla birlikte yukarıda anılan her vasiyetname türünün düzenlenmesi kendine özgü zorunlu şartlar içermektedir. Söz konusu şartlar Türk Medeni Kanunu’Nun ilgili maddelerinde düzenlenmiş olup, emredici nitelik taşımaktadır. Anılan şartların yerine getirilmemesi vasiyetnamenin geçersizliği sonucunu ortaya çıkaracaktır. Türk Medeni Kanunu’nun 532. maddesine göre “Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.” Mirasbırakan tarafından kendisine yapılan bildirim neticesinde resmi memur tarafından mirasbırakanın beyanları yazıya geçirilir ve okuyup onaylaması için mirasbırakana verilir. Mirasbırakanın vasiyetnameyi okuyamadığı veya imzalayamadığı durumlarda, resmi memur hazırlanmış olan vasiyetnameyi iki tanığın önünde mirasbırakana okur ve bu şekilde mirasbırakanın onayını alır. Mirasbırakanın vasiyetnameyi kendi iradesine uygun bulması halinde mirasbırakan tarafından imzalanan vasiyetnameye resmi memur tarafından tarih koyulur ve imza atılır. Bu aşamadan sonra mirasbırakan, hazır bulunan iki tanığa, resmi memurun huzurunda, vasiyetnameyi okuduğunu ve vasiyetnamenin son arzularına uygun olduğunu beyan eder. Tanıklar da bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanın bir tasarrufta bulunma noktasında yeterli ve ehil bulduklarını vasiyetnameye yazarak veya imza atarlar. Düzenlenen bu vasiyetnamenin resmi memur tarafından saklanması zorunludur.
Türk Medeni Kanunu 536. maddesi ile resmi vasiyetname düzenlenmesine koruyucu bir hüküm getirerek, tanık olarak kabul edilebilecek kişilere bir sınırlama getirmiştir. Buna göre aşağıda sayılan kişiler resmi vasiyetname düzenlenmesi sırasında tanık olarak kabul edilmez.
-Fiil ehliyeti bulunmayanlar
-Bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklı tutulmuş olanlar,
-Okur-yazar olmayanlar,
-Mirasbırakanın eşi,
-Mirasbırakanın üstsoy ve altsoy kan hısımları ve eşleri,
-Mirasbırakanın kardeşleri ve eşleri.
Bununla birlikte yine aynı madde ile, resmi vasiyetname yoluyla lehine kazandırma yapılamayacak kişiler de düzenlenmiştir. Bu hükme göre aşağıda sayılan kişiler lehine resmi vasiyetname ile kazandırma yapılamaz.
-Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memur ile bu memurun altsoy ve üstsoy kan hısımları, kardeşleri ve eşleri,
-Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan tanık ile bu tanığın altsoy ve üstsoy kan hısımları, kardeşleri ve eşleri.
EL YAZILI VASİYETNAME
Resmi vasiyetnamedeki kadar sıkı düzenleme şartları içermeyen el yazılı vasiyetname ise kanunun 538. Maddesinde düzenlenmiştir. El yazılı vasiyetname baştan sona kadar mirasbırakan tarafından el yazısıyla yazılan, düzenlendiği tarihin gün-ay-yıl olarak tarihini içeren ve mirasbırakanın imzasını taşıtan vasiyetnamelerdir. Nitekim bu durum kanunda el yazılı vasiyetname için yapılan “El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur. El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir. ” şeklindeki açıklama ile de sabittir.
SÖZLÜ VASİYETNAME
Bununla birlikte içinde bulunduğu olağanüstü durumlar sebebiyle resmi vasiyetname veya el yazılı vasiyetname düzenleme imkanları bulunmayan kişilere kanun koyucu tarafından sözlü vasiyetname düzenleme imkanı da tanınmıştır. Yalnızca belirli koşulların varlığı halinde düzenlenebilecek olan sözlü vasiyetname Türk Medeni Kanunu’nun 539 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir. ” Söz konusu maddeden de anlaşılacağı üzere olağanüstü durumlar kanun koyucu tarafından örnekleme yolu ile sayılmış olup, bir sınırlama getirilmemiştir, olayın şartlarına göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Kendilerine mirasbırakan tarafından anlatılan son arzuların, iki tanık tarafından ne şekilde belgeleneceği ise kanunun 540. maddesinde şu şekilde belirtilmiştir;
“Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.
Tanıklar, daha önce bir belge düzenlemek yerine, vakit geçirmeksizin mahkemeye başvurup yukarıdaki hususları beyan ederek mirasbırakanın son arzularını bir tutanağa geçirtebilirler. Sözlü vasiyet yoluna başvuran kimse askerlik hizmetinde bulunuyorsa, teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subay; Ülke sınırları dışında seyreden bir ulaşım aracında bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi; sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçer.”
Bununla birlikte sözlü vasiyetname düzenlemek için şart olan olağanüstü durumun ortadan kalkması ve mirasbırakan için diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğması halinde, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyetname hükümden düşer.
VASİYETNAMEDEN DÖNME
Kanun koyucu tarafından, yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak bir vasiyetname yapan kişiye söz konusu vasiyetnameden kısmen veya tamamen dönme hakkı tanınmıştır. Bu düzenlemeler kanunun 542. vd. maddelerinde “yeni vasiyetname ile, yok etme ile, sonraki tasarruflar” olmak üzere üç farklı başlık altında yer almaktadır. Anılan düzenlemelere göre;
“Mirasbırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir. Vasiyetnamenin tamamından veya bir kısmından dönülebilir.”
“Mirasbırakan, yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir. Kaza sonucunda veya üçüncü kişinin kusuruyla yok olan ve içeriğinin aynen ve tamamen belirlenmesine olanak bulunmayan vasiyetname hükümsüz kalır. Tazminat isteme hakkı saklıdır.”
“Mirasbırakan, önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yeni bir vasiyetname yaparsa, kuşkuya yer bırakmayacak surette önceki vasiyetnameyi tamamlamadıkça, sonraki vasiyetname onun yerini alır. Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe, mirasbırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar. “
VASİYETNAMENİN OKUNMASI
Mirasbırakanın ölümünün ardından teslim tarihinden itibaren 1 ay içerisinde mirasbırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk hakimi tarafından vasiyetnamenin açılarak okunacağı hüküm altına alınmıştır. Vasiyetnamenin açılmsı ile ilgili işlemlerin yapılması için yetkili sulh hukuk hakimliği tarafından re’sen, vasiyet edilen kişi, yasal mirasçılar veya diğer ilgililer tarafından “Vasiyetnamenin Açılması Davası” açılır. Kanunun 596. maddesinde bu husus şu şekilde ifade edilmiştir;
“Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi tarafından açılır ve ilgililere okunur. Bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer vasiyetnamenin açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır. Mirasbırakanın sonradan ortaya çıkan vasiyetnameleri için de aynı işlemler yapılır.”
Bununla birlikte mirasta hak sahibi olanların her birine gideri terekeye ait olmak üzere, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneği hâkim tarafından tebliğ edilir. Nerede olduğu bilinmeyenlere vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımları ilân yolu ile tebliğ olunur. Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır.
Stj. Av. Halil DOĞAN
Atatürk Bulvarı Ata Apt. No: 231/9 Kavaklıdere Çankaya/ANKARA
1 Comment
Hi, this is a comment.
To get started with moderating, editing, and deleting comments, please visit the Comments screen in the dashboard.
Commenter avatars come from Gravatar.